
W – X – XY – Y – Z Kuşakları Nedir?
Kuşak, jenerasyon veya nesil farkları her zaman çatışmalara neden
olmuştur. Bu çatışmaları bilimsel olarak açıklamak üzere de belli bir
dönemde dünyaya gelen insanlar belli gruplarda toplanmaya çalışılmıştır.
Önceleri sadece X, Y ve Z kuşaklarından bahsedilirken kapsam biraz daha
genişletilmiştir ve bugün başlıca şu kuşaklardan söz edilmektedir:
Sessiz kuşak
BB kuşağı (Baby Boomers)
X kuşağı
Y kuşağı
Z kuşağı
Her bir kuşak ait olduğu dönemin sosyal veya kültürel yapısını
yansıtmaktadır. Bu kuşaklar arasındaki farklılıklar her dönemde veya her
çağda belirgin olarak hissedilmektedir. Kuşaklar arası çatışmalar hep
olmuştur. Ancak bir önceki kuşağın her zaman bir sonraki kuşağı anlamaya
çalışması beklenmiştir.
Genel olarak yukarıda tanımlanan kuşaklar ait oldukları dönemlere göre
konumlandırılır. Ancak burada alışılmışın dışına çıkılmış ve kuşaklar,
teknoloji ile olan ilişkileri esas alınarak tanımlanmaya çalışılmıştır.
Sessiz Kuşak
Bu kuşak 1925 ile 1945 yılları arası dönemi kapsar. Bu yıllar savaşları
ve yokluğun hüküm sürdüğü yıllardır. Bu kuşaktaki insanlar başarmak, güç
kazanmak ve daha iyi bir sosyal statü elde etmek için fazlası ile
hırslıdır. Ailevi ve milli duygular açısından tutucudurlar. Güven
problemleri vardır. Kurallara uymak ve namuslu olmak çok önemlidir.
Sessiz kuşak, teknolojiye karşıdır ve her zaman geleneksel yapıyı
savunur. Aslında büyük teknolojik gelişmeler henüz yoktur. Aydınlatmada
gazlı lamba kullanılmaktadır. Böyle olunca bu kuşak için teknolojik
gelişmeler çok da anlam taşımamaktadır.
BB Kuşağı (Baby Boomers, Nüfus Patlaması)
Bu kuşak 1946 ile 1964 yılları arası dönemi kapsar. Bu dönemde nüfus
artmaya başlamıştır. Büyük savaşlar bitmiştir ama Soğuk Savaş dönemi
başlamıştır. İnsan haklarının dillenmeye başlaması bu kuşak döneminde
olmuştur. Diğer yandan ülkelerin ekonomik seviyeleri düzelmeye
başlamıştır. Bu kuşağın en önemli özelliği, bütün dünyayı politik olarak
etkileyen 68 kuşağını yaratmış olmasıdır. 68 kuşağı baş kaldıran,
sesini yükselten, protesto eden, daha güzel bir dünya hedefleyen ve asi
ruhlu bir kuşaktır.
Radyo, televizyon, gramofon, radyo ve buzdolabı gibi teknolojiler yeni
yeni güçlenmeye başlamıştır ama bu teknolojilere BB kuşağı tam uyum
sağlayamamıştır.
X Kuşağı
Bu kuşak 1965 ile 1979 yılları arası dönemi kapsar. Bu kuşak çoğu zaman
kayıp kuşak olarak de değerlendirilir. Çünkü bu dönemde birçok ekonomik
kriz yaşanmış ve sosyal sancılar çekilmiştir. Bu etkilenme yüzünden
insanlar çocuk yapmaktan kaçınmış ve maddiyat ön plana çıkmıştır. Hep
daha iyi bir yaşam standardı istenmiştir. Bu beklentiler paralelinde
teknolojik gelişmeler, mecbur kalındığı için takip edilmeye
çalışılmıştır. Transistörlü radyolar, kaset çalarlar, pikaplar ve
merdaneli çamaşır makineleri bu dönemin teknolojileridir. Aynı zamanda
bilgisayar sistemleri günlük yaşama girmeye başlamış ve işletmelerde iş
yapış şekilleri değişmeye başlamıştır.
Y Kuşağı
Bu kuşak 1980 ile 2000 yılları arası dönemi kapsar. Bu dönemin insanları
birlikte çalışmaya ve ekip çalışmasına önem vermişlerdir. Başkalarının
görüşlerini almak, onların bakış açılarına değer vermek önemli olmuştur.
Teknolojik gelişmeler bu kuşağın insanları için yaşamın temel aracıdır
ve vazgeçilmez öneme sahiptir. Sosyal medya bu kuşağın eseridir. Sosyal
medya, olumlu olumsuz yorumların yapıldığı, yenilikçi adımların atıldığı
ve teknolojinin çok önemli olduğu bir alandır ve insanları interaktif
hale getirmiştir.
Z Kuşağı
Bu kuşak 2000 yılından sonra doğan kişileri kapsar. Artık teknoloji
yaşamın merkezindedir ve bu kuşak dijital kuşak olarak tanımlanır.
Bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar ve bunlarla birlikte gelişen
ve güçlenen iletişim teknolojileri, Z kuşağı insanlarının yaşamlarının
temelidir. Bu sayede iletişim kanalları her zaman açıktır ancak bu
kuşağı tehdit eden faktör yalnızlıktır.
Kuşakların Sosyal Medya Yaklaşımı
Şimdi kuşakların sosyal medya yaklaşımlarına bir göz atalım:
Z kuşağının yüzde 79’u tam bir bilgisayar bağımlısıdır. Öyle ki bilgisayar yoksa bunalıma girebilirler.
Y kuşağın insanları üç farklı ekran kullanır. Z kuşağı insanları ise
laptop, kişisel bilgisayar, tablet, akıllı telefon ve televizyon olmak
üzere beş farklı ekran kullanıyor.
Z kuşağının yüzde 60’ı kitap, giyim ve elektronik başta olmak üzere
alışverişlerini internet üzerinden yapıyor. 2020 yılında bu kuşağın
bütün tüketicilerin yüzde 40’ına ulaşması bekleniyor.
Z kuşağı Instagram ve Snapchat gibi sosyal ağları kullanıyor.
Facebook giderek gözden düşüyor gibi. 13 ile 17 arası yaş grubunun yüzde
25’i Facebook’tan çıkıyor.
Z kuşağı lise öğrencilerinin yüzde 72’si gelecekte kendi işlerini
yapmak istiyor. Yüzde 76’sı ise hobilerini asıl meslekleri yapmak
istiyor.
Bilgiye hızlı erişim, kendini yetiştirme ve araştırma yapma
konularında Z kuşağı çok iyi. Bu kuşağın yüzde 33’ü online ders alıyor,
yüzde 20’si tabletlerden ders kitaplarını okuyor, yüzde 32’si ise
arkadaşları ile internet üzerinden ders çalışıyor.
Ancak Z kuşağının ortalama dikkat süresi sadece 8 saniyedir.
Buna karşılık Y kuşağı insanları, zamanlarını daha çok medya ve
iletişim teknolojileri ile geçiriyor. Basılı yayınlara ve televizyona
fazla ilgi göstermiyor.
Y kuşağının tek sosyalleşme amacı internet. Sosyal medyada olmaktan mutluluk duyuyorlar ve çok fazla paylaşım yapıyorlar.
Z kuşağı insanları sosyal medyayı, aynı anda çok fazla kişi ile paylaşım imkanı verdiği için seviyor.
Profil resmi olarak Y kuşağı havalı ve güzel fotoğraflar kullanır, Z
kuşağı ise abartısız, gündelik ve olduğu gibi fotoğraflar kullanır.
Kısaca Z kuşağı, sosyal medyada sadece kendisini yansıtır.
X kuşağının tek sosyal medya aracı Facebook’tur. Ancak Y ve Z
kuşakları insanları Facebook yanında başka sosyal ağları da kullanıyor.
Facebook’un kullanıcı sayısı 1.5 milyar, Instagram’ın ise 400
milyon. Instagram X kuşağına pek hitap etmiyor. Daha çok Y ve Z
kuşaklarının ilgisini çekiyor.
X, Y ve Z Kuşakları Nedir?
Günümüz toplumlarını var eden insan topluluklarına kuşak denir. Kuşaklar
belirli özellikler doğrultusunda farklılıklar gösterir bu da kuşaklar
arası çatışmalara sebebiyet vermektedir. Kuşaklar arası farklılıklar her
yüzyılda, her dönemde, her çağda belirgin olarak hissedilmektedir.
Kuşaklar arası çatışmalar toplumda önemli problemlere dönüşürken, eski
kuşakların yenileri anlamaya çalışması toplumun gidişatı açısından son
derece önemlidir. Günümüzde kuşaklar (jenerasyon) keskin çizgilerle 3’e
ayrılır. X, Y ve Z kuşakları.
X nesli, 1965–1979 arası doğanlara denir. Teknolojiye adapte olmakta
ciddi sorunlar yaşayan, değişimi kabul etmekte zorlanan, kurallara
uyumlu, belirli bir disiplin çerçevesi içerisinde yetişmiş, sabırlı ve
otoriteye saygılı kuşak X kuşağı olarak adlandırılmaktadır.
· X kuşağının en yaşlısı 44, en genci 30 yaşındadır.
· X kuşağı toplumsal sorunlara duyarlıdır.
· X kuşağı iş konusunda deneyimlidir ve çalışmayı seven yapıları vardır.
· X kuşağı para kazanabilmek için çalışır. Onlar için iş yerindeki
huzur, güvensizlik ve iş yükü önemli değilken alacakları para büyük önem
arz etmektedir.
· X kuşağı teknolojiyi eğlence amaçlı değil işlerini halletmek için
kullanır. Bilgisayarda işini halleden X kuşağı, işini hallettikten sonra
bilgisayarını kapatır ve işi düşene kadar açmaz.
· X kuşağı kendi problerini kendi başına çözmekte ustadır. Diğer
kuşakların kendi problemlerini çözmelerinde X kuşakları onların en büyük
yardımcısıdır.
Y nesli, 1980–1999 arası doğanlardır. Y kuşağı hiyerarşi içerisinde
çalışmayı sevmeyen, iş hayatına atılır atılmaz kendi işinin patronu
olmayı isteyen ve para harcamak için çalışan kuşaktır. Teknolojiye
bağımlı ve X kuşağıyla da tamamen kopuk olmayan Y kuşağı; X ve Z
kuşakları arasında tam bir köprü konumundadır. Y kuşağının ara bulucu ve
iki kuşağa da ılımlı bir yapısı olmakla birlikte Y kuşağı parayı amaç
olarak değil araç olarak görmektedir. Y kuşağına göre eğlence ve huzur
ön planda ve bunları elde edebilmek için para sadece bir araç
konumundadır. Y nesli Z kuşağına göre daha olgun, X kuşağına göre daha
heyecanlı bir nesildir.
· Y kuşağının en yaşlısı 29, en genci 10 yaşındadır.
· Y kuşağı hayata gözlerini çok kanallı televizyonlarla açmış ve internetle büyümüştür.
· Y kuşağı sanal görüşmenin yanında yüz yüze görüşme yapmayı da benimsemiş durumdadır.
· Y kuşağı sabırsız olduğundan çabuk iş değiştirir. Bu nedenle sadakatsizdirler.
· Y kuşağı özgüveni yüksek ve kararlı bir yapıya sahiptir.
· Y kuşağı para için çalışmak yerine yaşamak için çalışır. Onlara göre
iş huzurunun yanında para ikinci plandadır. Bu konuda X kuşağından
keskin bir çizgiyle ayrılmaktadırlar.
· Y kuşağı genel olarak sosyal medya, pazarlama, bilişim ve iletişim sektörlerinde çalışmayı tercih etmektedir.
· Y kuşağı, kendisini iş yaşamında ispat etmek için yaratıcı işler
ortaya koymaya oldukça hevesli durumdadır. Bu da iş yaşamında rekabeti
artırmaktadır.
· Y kuşağı eğitime önem verir. Şirket içi eğitimlere katılım oranları oldukça yüksektir.
· Y kuşağı yüksek otorite ve hiyerarşik yapılardan nefret eder. Bu
nedenle kendi işlerinin patronu olabilmek için ellerinde proje,
yatırımcı yatırımcı dolaşırlar. Girişimci bir ruha sahiptirler.
Gelelim Z kuşağına. Z kuşağı kimi uzmanlara göre milenyum kuşağı olarak
adlandırılmaktadır. 2000 yılı yakınlarında doğan bu kuşak artık
sokaklarda yakan top oynamaz. Z kuşağı teknolojinin direkt kucağında
doğan, teknolojiyle yaşayan bir kuşaktır. Mahalle arkadaşlığının yok
olmak üzere olduğu bu dönemde Z kuşağı internet aracılığı ile
sosyalleşmeyi tercih eder. İnternet sitelerinde arkadaş edinen bu kuşak,
sanal alemi etkin bir şekilde kullanmaktadır.
· Z kuşağının en büyüğü 17 yaşındadır.
· Z kuşağı teknolojiye en kolay adapte olan kuşaktır.
· Z kuşağının dikkat süresi kısa ancak aynı anda birden fazla işi yapabilme yetenekleri yüksektir.
· Günümüzün eğitim sistemi Z kuşağının ilgisini çekmemektedir. Z kuşağı
için alternatif eğitim sistemi geliştirilmeli, teknolojik ortamlarda bu
kuşağın ilgisi eğitime çekilmelidir.
· X kuşağı ile en çok çatışan kuşak Z kuşağıdır. Y kuşağı arabulucudur.
· Z kuşağı yaşadığı her anı sosyal medyada paylaşmaktan çekinmez.
· Z kuşağı kompleksiz bir kuşaktır. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylemeleri, kuşak çatışmalarını artırmaktadır.
· Z kuşağı yabancı dile en çok aşina olan kuşaktır. Yakın zamanda hepsi en az 2 dil bilerek yetişecektir.
· Z kuşağı yaratıcılığı en yüksek olan kuşaktır.
· Z kuşağı çabuk sıkılan, çabuk tüketen ve hızlı yaşayan bir kuşak
olduğundan markaların bu kuşağa hitap edebilmesi için sürekli yenilikler
yapmaya ihtiyacı vardır.
· Z kuşağı azimli ve hırslı bir yapıya sahip değildir. Bu nedenle
uzmanlar gelecekte iş hayatında sık sık kriz dönemleri yaşanacağını
belirtmektedir.
· Z kuşağında şirket, takım ve birliktelik gibi kavramlar olmadığından markaların ileride sıkıntı yaşayacağı şimdiden ortadadır.
· Uzmanlara göre zaman ve emek gerektiren meslek dalları zamanla önem kaybedecek ve hatta yok olacaktır.
· Z kuşağı rutin işleri yapmayı sevmeyen, kılık kıyafet açısından rahat
ve disiplinden uzak yaşamayı seven bir kuşak olacağından ileride meslek
dallarında çok büyük esneklikler olacaktır.
————————
İletişimin en önemli kuralı karşısındakini olduğu gibi kabul etmektir.
Ne yazıkki hepimiz hem iş hayatında hem de aile yaşantımızda diğerlerini
kendimiz gibi görüyor, onlarda aynı düşünce yapısını ve performansı
bekliyoruz. Göremeyince de çatışmaya başlıyoruz. Bu çatışmanın en önemli
nedenlerinden biri de kuşakları anlamamaktan ve kuşak çatışmasından
kaynaklanır. Peki kuşak nedir? Kuşak kavramının sözlük anlamı ‘yaklaşık
olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla
birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle
yükümlü olmuş kişilerin topluluğudur. Sosyolojik tanımlar
incelendiğinde, kuşaklar, belli tarihlerde doğmuş, sosyalleşme sürecinde
ortak sosyal, politik, ekonomik vb. olaylardan etkilenmiş, koşullar
gereği benzer sorumluluklar yüklenmiş oldukları için ortak değer, inanç,
beklenti ve davranışlara sahip gruplar olarak açıklanabilir.
Kuşakları sadece doğdukları zaman dilimleri baz alınarak sınıflandırmak
doğru olmaz. Aynı zamanda kuşakları oluşturan topluluğun düşünceleri,
hissettikleri ve deneyimlerinin tanımlanması da, onları sınıflandırmak
için kullanılmaktadır. Önemli olaylar, toplumsal eğilimler ve örgüt
kültürleri ile şekillenen çalışma tarzları kuşak farklılıklarından
kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte her kuşak o işin doğru ve yanlışının
ne olduğunu kendi eşsiz bakış açısı ile geliştirir ve ona göre doğru ve
yanlışlarını oluşturmaktadır. Bu durum örgütlerde bir arada çalışan
kuşakların kültür farklılıkları ve iletişim sorunlarının temelini
oluşturmaktadır. Her bir kuşağın hayatı algılama biçimleri ve farklı
iletişim tarzlarıyla mevcut yaşam ve çalışma alışkanlıklarının dışında
davranış biçimleri gösteren kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Her
kuşağın karakteristik özellikleri, değer yargıları ve tutumları, güçlü
ve zayıf yönleri vardır. Bu kuşakları doğduğu yıllara göre
tanımlarsak;, 1946-1964 arasına “Patlama Kuşağı”, 1965-1979 arasına “X
Kuşağı”, 1980-1999 arasına “Y Kuşağı” ve 2000-2021 arasında doğanlara
ise “Z Kuşağı” denilmektedir. Her bir kuşaktan kısaca bahsedip biraza
daha iş hayatında daha fazla içimizde olan Y Kuşağına daha detaylı
değineceğim.
1927-1945 yılları arasında doğan Sessiz Kuşağa ait kişilerin yüzde 95’i
emekli olmuştur ve çok kısa zamanda gerek endüstri gerekse diğer
alanlarda çalışanları kalmayacaktır. Bu kuşağın kültürel öğeleri içinde
geniş aileler, yerel sosyal gruplar ve yoğun komşuluk ilişkileri yer
almaktadır. Toplumun temel değerleri ise otoriteye saygı, sadakat, çok
çalışma ve toplumsal değerlere adanmışlıktır. Yaşam felsefeleri yaşamak
için çalışmaktır.
Başka bir yaşamak için çalışmak felsefesine sahip kuşak ise 1946-1964
yılları arasında doğan Patlama Kuşağıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan
hemen sonraki “nüfus patlaması” yıllarında doğan söz konusu 1 milyar
bebekten ötürü “Baby Boomers” kuşağı olarak da isimlendirilmiştir. Bu
dönemde dünyaya gelen bireyler Soğuk Savaş dönemi çocukları olarak
adlandırılmaktadır. Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın
çağını, Türkiye’nin ise ihtilali ve çok partili dönem sancılarının
yaşandığı yıllarda doğan kişilerin oluşturduğu kuşak olarak
tanımlanabilir. Büyümenin, refahın, mal ve hizmetlere özlem duygusunun
ağır bastığı bir kuşaktır. Bu nesil, “kuralcı” olarak tanımlanmaktadır.
Sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde uzun süre
çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Teknolojinin kimine yakın kimine
göre ise uzak olduğu söylenebilir. Bu jenerasyon, çalışkan, idealist,
kararlarında uyumlu bir yapıya sahiptir. Ayrıca bu jenerasyona atfedilen
yetki duygusu, işkolik ve bencillik gibi bazı olumsuz özelliklere sahip
olduğu ifade edilmektedir. Zor işe ve uzun saatler çalışmanın önemine
inanan bu kuşak üyeleri uzun dönemli istihdam anlayışıyla
çalışmaktadırlar. Kendi kendilerini motive edebilen ve takdir edilmekten
hoşlanmayan bir yapıya sahip oldukları söylenebilir. Maaş öncelikli
tercihleridir. Takım çalışmaları ve takım toplantılarına önem verirler.
Hikaye anlatmayı severler, fonksiyonu ve faydası neler olduğunu
sorarak satın alırlar, sen önemlisin ve sana ihtiyacım varı duymak
onların en önemli motivasyonudur. TBMM’nin çoğunluğu bu kuşaktan
oluşmakla birlikte şuan Türkiye nüfusunun %19’luk bir kısmını
oluşturmaktadır.
Türkiye açısından ara kuşak anlamına gelen geçiş dönemi çocukları olarak
da adlandırılan X Kuşağının geçiş dönemi olarak adlandırılmasının
nedeni; sözkonusu yıllarda dünyanın önemli değişim ve dönüşümler
yaşamaya başlamasından kaynaklanmaktadır. Sözkonusu dönemde yaşam
şartlarında görülen olumlu gelişmeler, bireylerin davranışları üzerinde
de etki yaratmış, bireylerin parasal konular dışında, sosyal yaşamla
ilgili unsurlara önem vermelerini beraberinde getirmiştir. Değişen
dünyanın dinamiklerinin acımasızca yüzlerine çarptığı, olabildiğince
kanaatkar, toplumcu, sadık ve iadealist bir kuşak. İş hayatı açısından
bakıldığında işyerlerine bağlı, kabul edilebilirlikleri yüksek ve aynı
işte yıllar boyu çalışabilecek olmaları bu kuşağı oluşturan insanların
benzer özellikleri arasında sayılmaktadır. Ancak sadakat duyguları daha
iyi kariyer imkanları bulduğunda değişkenlik gösterebilir. Toplumsal
sorunlara karşı duyarlı, iş motivasyonları yüksek otoriteye
saygılıdırlar. X kuşağı insanları kendi sorunlarını kendileri çözmeye
alışmıştır ve bu nedenle de kendilerine güvenleri ve iş yapabilirlikleri
daha yüksektir. Hiyerarşiye sıkı sıkıya bağlı, otoritenin önemine
inanan, değişimden hoşlanmayan önceki neslin aksine X’ler
bağımsızlıkları ile tanınıyor. Paraya fazla odaklanmış bu kuşakta
bireycilik ve rekabetçilik biraz daha önem kazanmıştır. Sen satmıyorsun
ben alıyoruma önem veren bir satınalım şekli vardır. İşe bakışları ise
“Yaşamak İçin Çalışan” Bir Kuşaktır.İş dünyasında yer elde edebilmek
için mücadele veren kadınların çocukları olan X’ler, “cinsiyet eşitliği”
ile ilk tanışan nesil oldu. Bu jenerasyonun erkek temsilcileri
babalarından farklı olarak aile hayatı ve çocuk bakımında daha fazla
görev üstlendi. Bu kuşak Türkiye nüfusunun yüzde 22,21′ini teşkil
ediyor.
Diğer kuşaklardan, yetiştikleri dönemin olumlu şartlar taşıması
sebebiyle ayrılan Y Kuşağı, teknolojik imkanlar olarak da gelişme
gösteren bir dünyada yetişmişlerdir. Türkiye’de 1980 sonrası olarak
ifade edilen Y kuşağı, PC’nin ve GSM teknolojilerinin doğduğu, teknoloji
dostu, bireysel, rahat ve küreselleşmeye başlayan dünyanın
çocuklarıdır. Yaşam şartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler, Y
kuşağının diğer kuşaklardan farklı beklentilere, ümitlere ve tercihlere
sahip olmalarını beraberinde getirmiştir. Mevcut çalışma
alışkanlıklarının dışında davranış biçimleri gösteren bu kuşak bir
yönüyle organizasyonlara farklı değerler katarken bir yandan da
eleştirilen, kuşkuyla bakılan bir kuşak olarak göze çarpıyor. 2025’te
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işgücünün yüzde 60’a yakınının Y
kuşağından olması öngörülmektedir. Günümüzde Y kuşağının eğlence,
gezme, yaşama, yeni şeyler deneme, başarı, para, alışveriş, ne
istediğini bilme, yoğun çalışma, hayallerinin peşinden koşma, sorgulama
ve sevdiklerine zaman ayırma unsurlarına önem verdikleri dikkat
çekmektedir. Narsist, bireyci ve girişimcilerdir. Teknoloji hayatlarında
pek çok şeyin simgesi olup otoriteye saldırgan davranan bir kuşaktır.
Özgür olmayı seviyorlar; sık iş değiştiriyorlar bu nedenle aidiyetleri
zayıf, kendilerinin değil, yeteneklerinin yönetilmesinden hoşlanıyorlar.
Kendi gibi insanların çalıştığı veya satın aldığı şeyler onlar için
önemlidir.
İş ve yaşam dengesini kurarak çalışmak onlar için önemli olan
konulardır. Kısa sürede yetki ve sorumluluk alıp, terfi etmek
istiyorlar. Yöneticisinden veya ailesinden haddini bildirim değil, geri
bildirim almak istiyorlar bunu da olumlu da olsa, olumsuz da olsa geri
bildirimi herkesin önünde değil birebir almak istiyorlar. Mevkiye daha
az, yeteneğe ve başarıya daha fazla saygı gösteriyorlar, Y Kuşağı için
tecrübenizin ve mevkinizin ne olduğu çok önemli değildir. Mevki ve
ünvan, yaş gibi şeyler gençleri pek etkilemiyor.Kendisine değer
verildiğini hissettiği bir kurumda çalışmayı daha fazla ücret alacağı
bir işe tercih edebiliyorlar. Çalıştığı şirkette kişisel gelişimine
yapılacak yatırımı ve gelişim fırsatlarını alacağı ücretten daha fazla
önemsiyorlar. Y Kuşağı’nın işe dair en büyük kaygısı takdir edilmemek.
Y Kuşağının yöneticiden beklentisi kendisini geliştirmesi. En az o
kadar önemli bir diğer özellik de yaratıcı ve yenilikçi fikirlere açık
olması. Y Kuşağı’nın ideal yönetici profili “emeği takdir eden, yol
gösteren” insan olarak ortaya çıkıyor. Yöneticinin eğlenceli olması
gençlerin pek umurunda değil.
Y Kuşağının en belirgin özellikleri 7×24 online yaşamaları olan, sosyal
medyayı her anlamda çok etkin bir şekilde kullanan bu kuşağın
temsilcileri, işverenlerinden de beklentileri bu yönde. Teknolojiyi
yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, aynı anda
birden fazla işi yapabilen, farklı kaynak ve araçlardan eş zamanlı gelen
bilgileri kolaylıkla kavrayabilen, özgürlüğüne düşkün, öğrenmeye
istekli, ailesine değer veren, ilişki odaklı, sosyal bilince sahip,
işbirlikçi ve sabırsız bir kuşak. İyi bir işveren markasına sahip bir
işte çalışmak onun için önemli bir göstergedir.
Özetlersem Y Kuşağının iş ortamından beklentileri; Gelişebileceği bir
pozisyon, ne iş yapacağının ve rollerinin açık ve net olmasını,
fikirlerinin ve önerilerinin dinlenmesini, tanınmayı ve takdir edilmeyi,
şirkete sağladığı katkının görülmesini, kariyer basamaklarını hızlıca
tırmanmayı, açık ve ölçülebilir strateji ve hedeflerin olmasını, üstün
performans gösterdiğinde fark edilmeyi, düzenli geribildirim almayı ve
takım çalışmalarına destek olunmasını bekliyor. Aidiyeti düşük olan ve
ortalama çalışma kıdemi 2.5 yıllarda gezen bu kuşağın şirkete olan
bağlılığını arttırabilmek için, şirketlerde performans odaklı kültür
kurulmalı, yeteneklerine odaklanılmalı, beklentilerini açığa
kavuşturmalı bunun içinde sürekli yakın iletişim içinde olunmalı,
ilgilenilmeli ve sahip oldukları potansiyeli fark etmelerini
sağlamalıdır.
Son olarak bahsedeceğim kuşak ise 2000-2021 yılları için tanımlanan Z
Kuşağı. Z kuşağının pek çok özelliği GSM tabanlı bir kuşak olacağına
işaret etmektedir. Z kuşağı, dünya zevklerine düşkün, teknolojiyi hızlı
şekilde kavrayan, işlerini kısa sürede ve titiz biçimde yerine getiren
davranış özellikleriyle dikkat çekmektedir. Teknolojiyi ileri derecede
kullanan Z kuşağı, taşınabilen, hep yanlarında olan küçük aygıtları,
bilgisayar, tabletler, MP4 çalar, i-Pod’lar ve cep telefonları ile
büyümektedir. Tam teknoloji çağı çocukları olan Z Kuşağına Digital
yerlilerde diyebiliriz. İnsanlık tarihinin el, göz, kulak vb. motor
becerileri senkronizasyonu en yüksek nesli. Yaratıcılığa izin veren
aktivitelerden hoşlanıyorlar. Sonuç odaklılar. Çok diplomalı, uzman ve
buluşçu olacaklar. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Yalnız
yaşamayı tercih ediyorlar. Adaleti, barış iklimini önemsiyorlar.
Benzeşmek istiyorlar, farklılaşmak değil. Sorgusuz yaşayacaklar onların
iş döneminde her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zeka
tarafında karar veriliyor olacak. Bu kuşağın spiritual ruhu yönetilmeli.
Hayat standartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler Z kuşağı
bireylerinin diğer kuşaklara nazaran apayrı bir dünyada yetişmelerini
beraberinde getirmiş, özellikle teknolojide meydana gelen ilerlemeler
sözkonusu kuşağın bireysel özelliklerinin diğer kuşaklardan ayrılmasına
neden olmuştur. Bu kuşağın tarih boyunca en fazla eğitim almış kuşak
olacağı tahmin ediliyor. Yaşlı, zengin ebeveynler ve az sayıda kardeşe
sahip olacak bu kuşak için şimdiden materyalist olacakları yönünde
tahminler yürütülüyor.
Özetle toplumların sahip olduğu kültürel yapı zaman içerisinde ekonomik,
politik, sosyal ve teknolojik faktörlerden dolayı değişime
uğramaktadır. Yetişkin kuşakların zaman içerisinde değişime uğrayan
kültürel yapının unsurlarını yeni kuşaklar kadar kabul etmede istekli
davranmamaları, kuşakların birbirlerini anlayamamalarını, görüş, düşünce
ve kanaatlerinde birtakım farklılıkların oluşmasını beraberinde
getirmektedir. Bunun da ötesinde her kuşağın içerisinde bulunduğu
dönemin şartlarına göre farklı olanaklara sahip olması, zaman içerisinde
bireylerin farklı olanaklarla yetişmesini beraberinde getirmiştir. Tüm
bu düşünceler Türkiye koşullarında analiz edildiğinde sessiz kuşak
çalışanlarının savaş yıllarını gördüğünü, Baby Boomers(Patlama)
kuşağının ikinci dünya savaşından hemen sonra dünyaya geldiğini
göstermektedir. Yapılan analizlerde sessiz kuşak ve Baby Boomers kuşağı
diğer kuşaklara nazaran her yönden daha olumsuz şartlarda yetişmiş
oldukları dikkat çekmektedir. Baby Boomers kuşağından sonra dünyaya
gelen X kuşağı döneminde eğitim, sağlık ve teknoloji olanaklarında
iyileşmelerin olduğu görülmektedir. X kuşağının teknoloji ile geç
tanışmaları, onların teknolojiyi bünyelerine katmada engel teşkil
etmemiştir. Y kuşağı ise her yönden gelişme gösteren bir dünyanın daha
rahat şartlarında dünyaya gelmişler, teknoloji dostu, bireysel, rahat ve
küreselleşmeye başlayan dünyanın çocukları olarak adlandırılmışlardır. Y
kuşağı akabinde dünyaya gelen Z kuşakları ise dijital kuşaklar olarak
adlandırılmışlar, teknoloji dostu olmalarının ötesinde, teknolojik,
bireysel, zor beğenen, küresel dünya vatandaşları olmaları yönüyle
dikkat çekmektedirler. Toplumsal yapılardaki hızlı veya yavaş olarak
kendisini hissettiren sözkonusu değişimler, farklı kuşak türlerinin
oluşmasını sağlamakta, farklı kuşakların bir şirket bünyesinde çalışmaya
başlamalarıyla, yeni perspektiflerden bakış açılarının gündeme
gelmesini sağlamaktadır. Çoğu zaman da kuşakların sahip olduğu farklı
değer yargıları birbirleriyle iletişim kuramamayı ve birbirlerini
anlayamamalarını gündeme getirmektedir.
Ancak gerçek olanda şirketlerde sadece Y kuşağı çalışanlar yok, X kuşağı
ve yarın Z kuşağı da olacak. Yarın, değişebilecek şekilde uygulamalar
yapmak, hatta ileride kişiye özel uygulamalar geliştirmek bile
gerekebilir. Yani bütün şirketi bir kuşağa yönelik olarak değişime tabi
tutmak pek akıllıca olmayacak gibi görünüyor. Y kuşağı ya da yeni
kuşaklar bunu istiyor. Dünyadaki değişimi görmek önemli, eski kuşakları
değişmez diye nitelemek de çok yanlış. Bu kuşak savaşlarını başlatıyor
ve kaos oluşuyor. Amaç ve aracı karıştırmamak gerekiyor. Amaç:
Çalışanların daha başarılı olmasını sağlamak. Araç: Kuşaklara özgü
uygulamalar.
Çözüm için ise Yöneticilerin her kuşağa farklı özelliklerinin,
birbirlerine göre olumlu veya olumsuz taraflarının olduğunu bilerek
yaklaşması, tüm çalışanların motivasyonunu olumlu etkileyecek ve
verimliliklerini yükseltecektir. Yöneticilerin kuşak farklılıklarını
tanıması, iletişim becerilerine önem vermesi ve işlerin yapılış
süreçlerine tüm çalışanları dahil etmesi, kuşakların birbirleriyle
çalışmanın yolunu öğrenmelerini sağlayacaktır. Her kuşağın işlerin
yapılış süreçlerinde tercih ettiği yöntemlere izin verilmesi,
şirketlerde uyumlu çalışmanın ve esnek davranışların geliştirilmesi,
kuşak çeşitliliklerinin şirkete daha faydalı, yaratıcı ve yenilikçi
olmasıyla sonuçlanacaktır. Yeni kuşakları iyi yönetmek, onların önem
verdiği; maaş, iş esnekliği ve sorumluluklar konusunda ciddi
beklentilerini karşılamakla mümkündür. Şirketlerde görev yapan her
kuşağın farklı değer yargılarına sahip olduğu göz önünde bulundurulmalı,
sözkonusu farklılıkların koç’luk sistemleriyle etkili bir şekilde
yönetilmesi sağlanmalıdır. Unutulmamalı “Ne kadar çok kuşak varsa o
kadar zenginiz. Hepsine ihtiyacımız var.”
SİZCE BU CÜMLE HANGİ KUŞAK İÇİN SÖYLENMİŞ OLABİLİR?
“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek
yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar
ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar…”
Bu cümle, 2361 yıl önce M.Ö. 350 yılında Aristotales tarafından söylenmiş. Yani o zamandan bu zamana değişen bir şey yok…
—————–
Editör Karoglan Raşit Tunca nın bu konuya yorumu
W, X, XY, Y, Z Vanelen kuşakları
W = Weibil Dişil Toplum
X = man Manlich Erkek Toplum
XY = Manlich und Weiblich Dişil ve Erkek Ortak Toplum
Y = çift cinsiyetli Toplum, Y zülfikar çift cinsiyetli ler vakti çatal
zülfikar yani iki penisli yada, hem penisi olan hem vaginasi olanlar,
yada çift vaginali, yada çift anüslü, ve intizar ve ye bülent rüzgar
benzerleri o çagda çoktan bitti fatih yürekler vaktiyidi o furya o da
geçti
Z = Dualite Toplumu, Double peneration zeki çocuklar çağı evvel ahir,
rahman rahim, aci tatlı, soğuk sıcak, Raşidi tarikati tesbihdeki double
penerations sebebi ve hikmeti Z vanelen çağı
ve sonunda SADNEES
cinsiyetsiz kalan insanlık, ve alfabenin sonu ve isa nın çarmihda
kesilen …… ve kendi sonunu kendi yaratan insanoğlu ve son doygun
insan ve meleklik, ve o uzaydan geldiği varsayılan ve, düşen araçda
bulunan insana benzemyen cinsiyetzsiz varlıklar, aslında onlarda
bizlerin gelecekdeki hali sadece, oda insan amma, insalıkdan çıkmış ve
yüzüklerin efendisi “KIYMETLiMiZ efendimiz” o çıplak ve hırslarına esir
olmuş varlıklar ve kıyamet.