
Ay Takvimi ve Güneş Takvimi
(Kar©glanin 23 Mart 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn
Meali :
Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına (dostlarına) hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.
Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet
Estuzubillah
كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ
Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.
Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet
Meali:
Allah Takdiri Ezelde (Kader Kitabina), “Şüphesiz ben ve peygamberlerim
galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir,
mutlak güç sahibidir.
Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet
—oOo—
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”
(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)
“Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve
Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir.
Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi.”
(Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:
“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Benim dostlarımdan birisine ihanet eden bana karşı savaş açmış olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Buhari)
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:
“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim.”
(Hadîs-i Şerîf)
“Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd”
“Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd”
Yolculugumuza başliyoruz :
ALINTI
MEVDUDİ
…Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)’ın hakimiyetini bütün dünyada
tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok
sonraları olsun, farketmez, O, peygamberimizin hadislerinde açıkça
tanımlanmış olan İmam Mehdi’dir. O’nunla ilgili olarak bazı işaretler de
yine bizzat peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.
Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis
kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Bize bu rivayetlerden sadece
birini burada zikretmek isityoruz.
Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri
olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini
bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım
ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi
takımından başkası olmayacaktır. Çünkü onlar göreceklerdir ki, bu
insanın, tasavvurlarındaki Mehdi ile hiçbir ilgisi yok.
Mehdi, geldiği zaman, Müslümanlar’ın düşünce ve inançlarında bulunan
cahiliye pisliklerini temizlemeye çalışacak, en saf şekliyle İslam’ı
ortaya koyacaktır. İslam’ı her alanda hakim kılmak için çalışacaktır.
Kendisine ait veya kendisinin oluşturduğu bir iddia veya davası yoktur.
Bunun karşısında cahiliye de boş durmayacak, bütün gücüyle ‘batılı’
hakim kılmak için çalışacaktır. Ama hak için yapılan bu büyük cihadda
Allah(cc)’ın yardımıyla Müslümanlar galip çıkacak, cahiliye hezimete
uğrayacaktır.
Mehdi’nin hak davası için olan bütün çalışmaları İslam’ın dünyaya hakim
olmasına vesile olacak, bütün dünyada bir İslam nizamı tesis
edilecektir. İslam’ın bu hakimiyetini, sadece yönetim biçimi içinde ele
almak yanlıştır. Çünkü, İslam’ın hakimiyeti her alanda gerçekleşecektir.
Bütün bunların sonunda hadiste de belirtildiği gibi “yerde ve gökte
bulunan herkes mutlu olacaktır.”
Bir Müslüman olarak, İslam’ın hakimiyetini görmenin özlemi içindeyiz.
Bunu görebiliriz veya göremeyiz, önemli olan bu değildir. Önemli olan bu
gaye için gayret göstermek, çalışmaktır. Nihai fethin komutanını
zihnimizde tasavvur edersek göreceğiz ki, böyle bir zaferin imamı ile
halkın tasarladığı imam arasında hiçbir benzerlik yoktur. Böyle bir
liderin geleceğine olan inancı, hayretle karışlayanlara şaşmamak,
doğrusu elden gelmiyor…
(Mevdudi, “İslam’da İhya Hareketleri”, s. 52-55)
ALINTI SONU
öncelikle en son vaaza bu vaazi baglayalimki zincir kopmasin.
Ey Abdülbaki biz öyle yukari tirmanirken, alt basmakdaki merdiven
tahtalarini sökecek kadar ahmak degiliz biz, üstüne cikip
yükseldiklerimizi, cigneyip tepeleyecek kadar ahmak olan tayyip ve
askeride degiliz, biz cikdigimiz basamagi biliriz, ve ona inerken
ihtiyacamiz olacaginida bilirz ancak,
zeytin dogada bakimini yaptimi, zeytin verirde, zeytini hasat etmek
icin adamlar bi alet keşfetmişler, bir kolu ile dalin kökünü tutuyor,
diger kolu ile onu bir sarsiyorki, ermiş bütün zeytinler şapir şupur
dökülüveriyorlar.
biz ise seni ve sofilerini sinamiş olduk, ve dalini öyle bir sarsdikki,
sofileri, seyyidleri, meyyitleeri, seni bile telaş sardi, ve birde sizi
bana düşman eyledi,
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:
“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim.”
(Hadîs-i Şerîf)
ben bunu bile bile, ahmakmiyimki Allah adamlarina düşmanlik edeyim ki,
ben seni ve dalini o zeytin agaclari gibi sarsdimki, kimler sana tam
bagli, kimler ise dalindan beslenmesine ragmen, dalinda diger sofilerin
nimeti olan, feyizden beslenen otlakcilar belli olsun istedik, ve erenle
ermeyenler, sofi il mofiler belli olsun istedik, ve şüpheye düşmeden
saglam kalan sofiler senindir, amma sadece bir daha sarsincaya kadar, ve
onlar senin, diger dökülenleri birak bizim olsun, sen erdirememişsin
onlari, belki biz de erecekdir onlar, birak onlari saliver gitsin, şimdi
ilk sarsilmada dökülen ey kurtlu zeytinler gelin bakalim, sizden yencek
olanlar varmi, takilin peşime, yapişin elime şimdi, haydi attaya
gidiyoz. şeyhim Abdülabaki kalan saglar senindir SIKI tut onlari.
ve Muhammed Mustafa mirac ederken bir olay oldu, ve buraga binmek icin
üzerine cikdigi taş, muhammedle birlikte o da yükseldi, bakdi taş veya
kayada onunla geliyor, muhammed dediki, “sen kal, gelme” dedi onun
üzerine taş, havada muallakda kaldi, gidicenmi? gitmeyecenmi? veya
inicenmi inmeyecenmi? ve öyleki zirveye cikinca, inmek kurali olan
newton kanunuda, böylece ihlal edilmiş oldu, ve denildiki bizlere “ey
ümmeti muhammed, bir kararda sabit fikirli olmayin.” yukari zirverye
cikan, her ne kadar newton kanunu geregi, cikinca incek isede, burada,
mescidi aksadaki, o muhammedin buraga bindigi yerde, bu kural ihlal
edilki insanlara en büyük ders verildi, yani “ey insanoglu sinirlarini
zorla, ve ara bul keşfet.” denildi. ve bizde zirveye cikarken, nakşi
kolundanda yetiştik, ve bir basamakda onlardi. öyle olunca onlardan
bazilari peşimize takilinca, bizimle birlikte yükselmeye kalkinca, siz
Abdüllbakinin olanar orda kalin, takip etmeyin beni demek icin, bu
sarsmayi yapmamiz gerektiki, amma iyi sarsdim degilmi, nerdeyse zeytin
dalida kökünden cikcakdi, abdülbaki birak sofileri sen dahi sarsildin
degilmi.
alt basamak altta durmaliki, cikan yeniden ona basip geri inebilsin, ve
dedikki: “sen altta o basamaga sahip cik, ve o basamagi saglam tut.”
demedikmi!
ve ben tayyip degilim, yukari cikarken, alt basamaklrin hepsini kirip
sökecek, şükür o kadar ahmak degiliz, söküp zirveye cikinca, ordan artik
inme vakti gelince, onlari kiran ahmak, birdaha basacak basamak bulamaz
inmek icin, ve minareden aşagi yuvarlanir gibi, dik kabak aşagi
yuvarlaniverir.
Amma burda püf noktasi, benim yükselebilmem icin, alt basamagi terketmem
gerekiyor ki, seni terketmezsem ben bir yukari cikamamki, sende
Muhammedin hurma kütügü gibi illede beni birakma dersen, benim seninle
birlikte mirac etmem gerekir, oysaki yol bu degil, yol en zirveye cikan,
oraya sahip cikip, bir üste cikanlara basamak olmak zorundadir, o
yüzden nakşi şeyhleri biz müridlerimizi omzumuza aliriz dediler işde.
Ve muhammedde mirac ederken o muallak taşina “sen dur gelme” dedi.
—oOo—
Allah, Ölüden diri, diridende ölüyü cikarir.Tohum sanki bir ölü gibi,
onu dikdin, ve filiz oldu, ölüden diri cikdi, ve o filiz yetişdi meyva
verdi, sonra o meyvanin icine,o agac yine yeni bir cekirdek gizlediki,
ve o cekirdek, meyva daldan kopunca, artik o meyva ölü olsada, Allah o
cekirdegin icine, yine o agacin bütün SIRRINI sakladi, ve o nu yine dik,
orman olabilcek yetenege sahip, bu bir bugday ise harman olabilcek
yetenege sahip. ve Alem ve kainat büyük bir agac gibi , ve dünya ondaki
meyva gibi ve insan ondaki cekirdek gibi kainatin bütün SIRRI insanin
icine dercolmuş vaziyete. onu patlatip acinca, hani bu adami bombayla
patlatin degil, Allah onu aca aca, kainat yapiyor, ve böyle olunca,
cekirdekde cekirdek, onun cekirdeginin verdigi daldaki meyvadaki
cekirdekde yine başka bir cekirdek, ve ici ice evrenler, ve coklu evren,
ve yani deden, ve onun icindeki baban, baban onun icindeki sen, ve
senin icindeki senin cocugun, onun icindeki torunun,…… ve ic ice
evrenler, coklu evren budur yani, ve dünyamiz en icdeki nokta, ve
bizler müminler ve müslümanlar, dini vecibelerimizde ay takvimi
kullaniriz, cünkü bizler sagdan sola dogru hareket edenleriz kainatta.
ve ay dünyadanda kücük, ve o sagdan sola dönmekdedir ve bizim zaman
algimiz sagdan soladir, yani hayattan yalanci dünyadan, bekaya dogru,
oysaki hiristiyanlar güneş takvimi veya miladi takvim kullanirlar, ve
onlarin dönüşü ise, güneşimizin kainata dogru dönüşü ise soldan saga
dogrudur, öyle olunca bahar mevsimi araplara ayri zamanda gelir,
türklere ayri zamanda, ve avrupaya ayri zamanda, yine amerikaya daha
ayri bir zamanda gelir. ve böyle olunca, bana “bahar geldi” haberi
şubat ayi icinde geldiki, ve biz kainatin dönüşünü ona göre ayar
cekdikki taa şubatta. ve biz kameri takvime göre mevsimlere ayar cekmek
ile mükellefiz, oysaki bir HIRISTIYAN ve avrupali ise, o da 21 martta
bahara giriyor. ve deccal kafiri, bizim o carki döndürdügümüz vakitki
frekansimizin kehrwertini aliyor ve kainat kaosa giriyor, halbuki
ahmak, bana bahar geldiginde, sana gelmiyor, sana geldiginde, bir
digerine gelmiyor, öyle degilmi. ve cark carka bagli, ay ayri bir cark,
dünya yine ayri bir cark, ve yine güneş ayri cark, merkür ayri cark, ve
cark carka bagli, sen benimkini ters cevirince, yanliş zannedince, bu
bütün mevsimleri kaosa ugratmiş oluyorsun ahmak, ve türkiye bahara mart
girince gelir, avrupaya ise, martin 21 inde gelir, senin ile türkiyenin
arasinda 21 gün fark var ahmak, benimkini hic sorma zaten, beyinsiz
ahmak, ve bir daha benim ayarimla kendininkini kiyas etme, dangil.
Aynen insanlarin oksijen alip karbondioksit vermesi gibi, bitkiler ise
fotosentez yapip, karbondioksit alip, oksijen verirler. ve isa efendimiz
ve isaviler sürüyü soldan saga dogru toplayip gelmekle sorumlu, ve
miladi takvim, ve soldan saga cark sitemi, ve biz ise sürüyü, sagdan
solda dogru toplayip gelmekle sorumlu olan, muhammed ümmetiyiz. ve sen
düşün ibrahim carki nasildir, Hz Nuhun carki nasildir, artik biraz
tefekkür et, ve nuh gezegeni neptün dedik, su basan gezegen, ve onun
dönüşü ne yanadir ve hareketi yukardan aşagimi yoksa soldan sagami bilim
adamlari daha iyi bilmekde ve yildiz nuh iken netün yildizken oranin
gezegeninde ayri bir takvim vardiki ömürler bin yil ediyrdu, öyle olunca
bazi carklar bazi carklara ZIT durumdadir. o gece iken, digeri gündüz
olmak zorundadir, o iyi iken digeride kötü olmak zorundadir, ve biri aci
iken, diger tatli olmak zorundadir, ve ZITLRDA ki ahenk budur. ve
takvim, ve ic kulvar diş kulvar, ve bizler icin zaman hicridir, ve
Tabancanin en büyügü 30 ludur ve oda
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın.
Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin
görülmesine engel olursa) otuza tamam edin”
( Hadis-i Şerif , Müsnedi Ahmed)
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ
Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân
BAKARA Suresi 185. ayet
Meali:
Ramazan ayı, bir aydır ki biz onda kurani indirdik, ve birde insanlara
hidayeti ediciyi(Mehdiyi), ve birde onlarin arasindkileri ve furkanida o
hidayet edici (Mehdiden) indirdik.(4 Tane Tabancadan bahsediliyor burda
Kuran Ramazandan inmiş, yani halleyden 83 senede gelip giden bir
tabanca, bir yildiz ve takvim, ve birde Mehdi yine halleyden, ve birde
onun arasindakiler yine halleyden, ve yine birde Furkan Ramazandan
inmiş, ve fakat furkan ve Kuran arasindakiler ise, ondan inen Mehdiden
veya hidayet ediceden inmişler.)
BAKARA Suresi 185. ayet
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ
الْقَدْرِ يْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ نَزَّلُ
الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ
KADR (KADİR) Suresi 1 – 2 – 3 – 4. ayeti
İnnâ enzelnâhu fî leyletil kadr,Ve mâ edrâke mâ leyletul kadr,Leyletul
kadri hayrun min elfi şehrin.Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ bi izni
rabbihim min kulli emrin.
Meali :
Muhakkak ki Biz, O’nu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde Biz indirdik.Ve Kadir
Gece’sinin ne olduğunu sen bilirmisin ki o 11 ayin sultanidir (elf
almancadir ve 11 demekdir) 11 aydan daha hayirlidir,ve biz melekleri ve
ruhlari rablerinin izniyle ondan indiririz ( yani cocuk isteyen anne
babalarininn istegi üzre, o ndan, o tabancadan indirir geliriz.)
böyle olunca biz onu kadir gecesi indirdik deniyor, yani muhamedde kadir
gecesi hakkinda, tekli gecelerde arayin dedi, ve alimler onun 27. gece
oldugunda kanaat etmişler, ve öyle olunca, eger ayni ayeti biz onu
ramzanda indirdik ve, kuranda yine kadir gecesi indirdik diyorsa, ve
gezen yürüyen kuran muhammedse, onun indigi tabanca 27 li tabanca demek
olur, ondan inmiş gelmiş olur, ve muhammed ise, muhammedül arabi ve 25
li arap ati,
ve
نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُواْ حَرْثَكُمْ أَنَّى شِئْتُمْ
وَقَدِّمُواْ لأَنفُسِكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّكُم
مُّلاَقُوهُ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
BAKARA Suresi 223. ayet
Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li
enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril
mu’minîn
Meali :
Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz
öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller)
takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna
varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Bununla Mü’minleri müjdele.
BAKARA Suresi 223. ayet
ve gecenki vaazda dedigimiz “kocakari dünya” sözümüze ilavaten, ve senin
topragin, senin eşin, senin karin, ve sen ona ekiyorsun sülbünü, ve
senin tabanca senin dünyani döndüren cark demekdir, ve bir hadisde
“Cennette, Cennetlik olan en fakir insana, bağlar ve saraylarla dolu, dünya kadar geniş bir yer verilecek.”
gecmekdedir. ve senin annen senin ilk cennetindi, ve kadinin topragin ve
senin dünyan demekdir, ve güneşimiz iki cihanin güneşi muhammed
mustafa, ve bizim güneş sistemi takvimimizde vede hicri takvimde 12 tane
ay vardir ve “ocak şubat,…” ve peygembeerimzin 11 karisi eşi oldugu
sanilir, halbuki eger bizim güneşimizin gözüken 9 gezegeni biliniyorsa,
ve aylar ise 12 ise, bilinmeyen 3 tane daha gezegen var demekdir, ve
güneş yildiz ve er kişi, kadin ise onun topragi, ve muhammedin 12 karisi
var ise, 12 tane topragi ve dünyasi var demekdir, ve cennetliklerin en
fakirinin bile bir adet karisi var imiş, ve bir tane gezegenli yildiz,
ve tevrat ve musavi kaynaklarinda Hz Süleymanin 300 karisi oldugu
söyleniyor, ve sirius yildizi işde, 300 gezegenli bir sistem, ve o 300
tane dünyayi devir ettiren bir carka, tabancaya sahip. ve gecenki
vaazdaki hadisde gecen:
Hz. Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı,
bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra
cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise
giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”
(Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383)
bu hadisi biz sesli vaazda yorumlarken dedikki, bu demek olurki: son
ümmetin mehdi cocuklari olacagini, ve onun simasinda olacaklarini
söyledik. ve böyle olunca ve onun cark sistemi ise, komple sistemi
ceviren bir carka sahip demek olur, süleyman 300 lü ve fakat mehdi ise
aynen Hz. süleyman gibi baştaki hadisde gecen
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”
(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)
yani o bütün sisteme zamanindaki bütün sisteme ve hükmedecek olunca,
onun cark sistemi bütün sistemi döndüren bir carka sahip, onun tabancasi
işde, bütün sistemi döndüren cark demekdir. ve o baharida ayarlar,
yazida. ve bunu gören dangil deccal aleyhillane işde ona itiraz edip
onun ayarini bozup kehwerti ile muamele edip kainati kaosa sokmakda. ve
fakat deccalda onun (Mehdinin ) deccali oldugandan onun ZIDDI gibidir,
ve onun gecesi gibidir, ve o iyi digeri kötü, ve bir bütünü
oluştururlar. o yani mehdi hükmedince gündüz ve bahar gibi olur, deccal
hükmedince kiş ve sonbahar gibi olur. Ey kafir deccal! sinirimi aşmaya
kalkma, artik bahar geldi, cek git şimdi, dünyayi karanlik ve zulumet ve
soguk ve kar ile korkutmakdan, aclikla korkutmakdan vazgec, bahar ve
neşe vaktine geldik. ve muhammed ve hizir ve yeşil, ve yeşil nurun
sahibi muhammed ve muhammediler vaktine geldik. yerini bil ve, geceysen
geceligini bil, kiş isen kişligini bil, ve zaman benim, bahar geldi
şimdi, yavaş yavaş yaylan artik. bana müdahle etmeyide birak artik.
ikimizde bu carkin bir parcasiysak, sen yerinde dur, ben de ve
askerlerimde yerimizde duralim, o zaman sen ahmak degilsen bu laf sana
yetcekdir zaten, senide adam ettikmi kim kaldi geriye demedkir artik. bu
dünya cennete dönecekdir. ve sen ise gece gibisin, ve cehennemi temsil
ediyon, ve bana uymayanlari, aynen benim abdülbakiyi sarsip, ona
uymayanlari döküp aldigim gibi, bana uymayanlar senin olsun, cehennemine
doldur onlari, zaten bize cehennemlikler lazim degil, cennete, kim onu
bunu yutcak bir timsah ister, oysaki cennet surur yurdu, orda kötülük ve
pislik barinmaz, senin yurdun ise pislik ve kötülük ve gece,.. sen
sana verilene sahip cik, benimkinide, bana verilenleride bana birak
şimdi, böylece bu dünya rayinda akip gitcekdir .
—oOo—
ve zirve bir kişilikdir dedik kartallar yalniz ucar ve zirvededir,
osmanli kartallik tslamakdan, halki unuttu, yedi düveli zaptedecen
derken, dimyata pirince giderken elindeki bulgurdanda olcakdi az kaldi.
ve Atamiz Atatürk cikdi ve bir ordu kurduki o ve askerleri ile, Türkün
irzini namusu elden gitmedn kurtardi vatani, ve bu sayede bizler özgür
bir devlette bayraklar dalgalanirken, ve ezanlrde okunurken, bir anneden
özgür bir insan olarak dogduk. yoksa osmanlya kalsa, en son haliyle
bizim, gavurun kölesi olarak dogmamiza sebeb olcakdi. ve yüksekten ucup,
yüksek perdeden atmakdan, ne halki gördü, ne marabayi, ve vatanin
paylaşildigini bile farketmediler.
Rabbim Mustafa Kemal ve arkadaşlarini gani gani rahmet eylesinki, ve biz bugün şu haldeysek, bir sebebide onlardir.
ver biz cikdigimiz basamagi kirmayiz. Dangil Tayyip üsten basar lapidak
ahmak kirarda cikar üste, işde Atatürkü zirvede görüyor, ve onu
cigneyip üstünde tepinip üsütne cikmaya calişan ahmak, ondan ötede ne
kaldi daha, daha kimi cigneyecen dapidak kaz, cignmedik kimse
birakmadin, koca ahmak.
—oOo—
Rabbim beni ve askerimi, Zirveye cikmak icin, altindkileri cigneyip
ezen, üstünde tepinen, dapidak ahmak, olmakdan muhafaza buyursun, bilki
ey askerr cikarken, inecegin günleri unutma, ve kapattigin kapilari
yumuşak kapat, bir gün geri acman gerekir.
–oOo—
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da’vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
–OoO–
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 23 Mart 2016 Çarşamba
Original Kar © glan