
Peygamberimizin Tahiyat Hadisesi ve Ettehiyyatü Duası Okunuşu ve Anlamı
Hazreti Peygamber (asm) Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), Mescid-i Aksâ’ya
(Kudüs’e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi.[8]
Kudüs’e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa’nın (as) makamına uğradı, orada
iki rekât namaz kıldı,[9] daha sonra Mescid-i Aksâ’ya geldi.[10]Orada
içlerinde Hazreti İsa, Hazreti Musa ve Hazreti İbrahim’in de
(Aleyhimüsselam) bulunduğu peygamberler topluluğu kendisini
karşıladı.[11] Hazreti Muhammed (asv) bu peygamberlere imam olarak
onlara iki rekat namaz kıldırdı.[12]
Bu hadiseden sonra Hazreti Peygamber’e (asm) iki kap getirildi ki; kabın
birisinde şarap, diğerinde süt vardı.[13] “Bunlardan hangisini
istersen, al!” denildi.[14] Peygamberimiz (asm) sütü seçti.[15] Cebrail
(as), Peygamberimiz’e (asm): “Sen fıtratı seçtin[16], eğer sen şarabı
almış olsaydın, senden sonra ümmetin azardı.[17]Sütü tercih etmekle sen
de fıtrata yöneltildin, ümmetin de fıtrata yöneltildi. Şarap size haram
kılındı!” dedi.[18]
Semanın bütün tabakalarına uğradı.[19] Sırasıyla yedi sema tabakalarında
bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. İsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz.
Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim (Aleyhimüsselam ecmain) gibi
peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin!..” dediler, tebrik
ettiler.[20] Sonra her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği
Beytü’l-Ma’mur’u ziyaret etti.[21]
Bundan Sonra Hz. Cebrail (as) ile birlikte sidretü’l-müntehâ’ya
geldiler.[22] Sidretü’l-müntehâ; kökü altıncı kat gökte ve gövdesi,
dalları yedinci kat göğün üzerinde, gölgesiyle bütün gökleri ve cenneti
gölgeleyen, yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar, bir
ağaçtır.[23]
Refref ve Öteler Ötesindeki Buluşma
Cebrail (as), Peygamberimiz’i (asm) yukarı götüre götüre, nihayet (kaza
ve kaderi yazan) kalemlerin cızırtılarını işitecek kadar yüksek bir yere
çıkardı.[24] Peygamberimiz (asm); cennetten, yemyeşil bir Refref (ipek
döşek)’in birden ufku kapladığını gördü. Peygamberimiz (asm), onun
(Refref’in) üzerine oturdu.[25] Cebrail (as), Peygamberimiz’den (asm)
ayrıldı. Peygamberimiz (asm); Aziz ve Cebbar olan Rabbine yükseltilip
yaklaştırıldı.[26]
Peygamberimiz (asm), Yüce Rabbinin: “Korkma ya Muhammed, Yaklaş!”
buyruğunu işitmeye başladı. Nihayet, hiçbir kimsenin hiçbir zaman
erişememiş olduğu yakınlık makamına, İlahî kabule, İlahî ikram ve ihsana
nail oldu![27] İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz
(asm): “Ben, Yüce Rabbimi gördüm!” buyurmuştur.[28]
Peygamberimiz (asm) Miraç’ta Cenab-ı Hakk’a selam yerine bütün
mahlukatın ibadetlerini hediye etmiştir. Efendimizin (asm) Cenab-ı Hak
ile olan bu konuşması bütün müminlerin miracı olan namazlarında
okudukları tahiyyatın sözlerinden oluşmaktadır. Bu konuşmanın meali
şöyledir:
Ettehiyyatü Duası okunuşu ve anlamı
اَلتَّحِيَّاتُ ِللهِ، وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّـبَاتُ، اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَىعِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ.
أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Okunuşu:
Ettehıyyâatü lillahi vessalevâatü vettayibâatü esselâmüaleyke
eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâatühüü esselâamü aleynâa ve alâa
ıbâadillâhis salihıyn Eşhedü ellâa ilâahe illallâah ve eşhedü enne
Muhammeden abdühüü ve rasüülüh.
Anlamı: Her
türlü kavli, bedeni ve mali ibadetler Allah’a mahsustur. Ey şânı yüce
Peygamber, selam ve Allah’ın rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun
ve selam bizlere ve Allah’ın sâlih kulları üzerine olsun. Ben şehadet
ederim ve yakinen bilirim ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Ve
şehadet ederim ki Hazret-i Muhammed Allah’ın kulu ve Resûlüdür.
Peygamberimizin Tahiyat Hadisesi
Peygamberimiz (asm) Cenab-ı Hakk’a hitaben:
“Ettehıyyâatü lillahi vessalevâatü vettayibâatü”
“Bütün tahiyyeler, bütün mübarek şeyler, bütün salâvat ve duâlar ve
bütün kelimat-ı tayyibe Allah’a mahsustur.”[29] şeklinde hitab
vermiştir. Bunun anlamı“Bütün varklıkların halleriyle ve dilleriyle
yapmış oldukları ibadetleri ve tesbihlerini, bütün çekirdekler ve
nutfeler gibi mübarek şeylerin fitri mübarekliklerini ve tesbihlerini,
bütün insanlar gibi şuurlu varlıkların ibadetlerini ve bütün
peygamberler ve kamil insanlar olan evliyaların, asfiyaların
ibadetlerini ve tesbihlerini onların namına sana hediye ediyorum; sana
mahsustur.” demektir.
Bu selamın üzerine Cenab-ı Hak da Resulüne (asm):
“esselâmüaleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâatühühü”
“Selâm olsun sana ey Peygamber!” şeklinde mukabele de bulunmuştur.
Bunun üzerine Allah Resulü (asm) de:
“esselâamü aleynâa ve alâa ıbâadillâhis salihıyn”
“Selam Bize ve Allah’ın salih kullarına üzerine olsun.” şeklinde cevap vermiştir. Bunu duyan gören Melekler hep bir agizdan
“Eşhedü ellâa ilâahe illallâah”
“Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehadet ederiz. ” dediler, Bu
konuşmaya sidretü’l-müntehada tanık olan Cebrail (as) da Allah’ın
şahitlik etmesini emretmesi üzerine Cebrail aleyhisselamda
“ve eşhedü enne Muhammeden abdühüü ve rasüülüh.”
” ve bende Muhammed’in (asv), Allah’ın elçisi olduğuna (Kulu ve Rasulü olduguna) şehadet ederim.” diyerek şehadet etmiştir.[30]
Miraç’ta cereyan eden bu karşılıklı sohbetteki sözlerin, müminlerin
miracı hükmünde olan namazda okunması sünnettir. Bu şekilde her mümin
bütün şuurlu ve şuursuz mahlukatın ibadetlerini kendi ibadeti içerisinde
Cenab-ı Allah’a takdim etme şerefine ulaşmış olur.
OKUNDUĞU YERLER
Namazların her oturuşunda okunur.
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 9 ARALIK 2017
Original Kar © glan