
Bilinçaltı nedir, nasıl çalışır
Bilinçaltını kısaca örnekleyerek tanımlamak gerekirse; bir buzdağını
düşünün. Üst kısmı bilinçli zihin, görünmeyen kısmı ise bilinçaltıdır.
Bilinçaltında olanlar görünen üst kısım olan bilinçli zihne çıkarıldığı
zaman da bilinç gelişmektedir.
Kimilerine göre beynimizin yüzde 3-4’ü, kimilerine göre de yüzde 9-10’u
çalışmaktadır. Peki geri kalan yüzde 90-94 oranı ne oluyor? İşte bu
bilinçaltıdır. Bunun anlamı da bilinçli zihnimiz farkında
olduklarımızdır. Bilinçaltı da farkına varamadıklarımızdır. Bilinçli
zihin yani beynimiz saniyede 5-9 adet kadar veri alabilmektedir.
Bilinçaltı zihin ise saniyede 3 milyon veri alabiliyor.
Nasıl çalışır?
İnsan, anne karnında başlayarak her şeyi kaydetmeye başlamaktadır.
Doğduktan sonra da ebeveynin başkalarına ve karşılaştıkları olaylara ne
şekilde davrandığını kaydetmektedir. İlerleyen süreçte ilişkilerde
yaşadıkları bu kayıtlar referans alınarak oluşmaktadır. Mesela, hayatta
kalabilmek için en yakınlarında olan insanları modellerler. Bu davranış
şekli bilinçli olmayıp bütünüyle bir güdüdür.
Beyin, 0-6 yaş aralığında edindiği tüm deneyimleri ayırt etmeksizin
kaydeder. Deneyim ve duyguları birleştirip, yorumlar ve kaydeder. Bunlar
görsel, işitsel ve duyusal olarak kaydedilmektedir. İkinci dilim olan
6-12 yaş aralığında yaşadığı deneyimleri 0-6 yaş döneminde oluşturulan
çekirdek inançlar ile mukayese eder ve bir araya getirir. Bu çekirdek
inançların doğrulanması olayıdır.
Üçüncü aşama olan 12 yaşından sonra insan, farklı deneyim ve duygularla
karşılaştığı zaman hiç düşünmeden bilinçaltında bir genelleme yapar.
Doğru olup olmadığını değerlendirmeden, 12 yaşından öncesine ait
bilinçaltının aldırdığı karara göre hareket eder. Bundan dolayı, bir
müzik parçası dinlediğinde nedenini bilmeden hüzünlenir ya da mutlu
olur. Burnuna gelen bilmediği bir koku, farklı bir duygu haline
sokabilir. Bilinçaltı, kişinin iyiliği adına çalışmakta olup, bütün
amacı kişiyi 0-6 yaş döneminde almış olduğu komutlara göre yaşatmaktır.
Bilinçaltı ve bilinçli zihin ikilisi, kişinin hayatta kalması için
yardımcı olmaktadır.
Öğrencilerin motivasyonunu bilinçaltı engelliyor
Canik Başarı Üniversitesi PDR ve Psikoloji Kulübü tarafından düzenlenen
‘Bilinçaltının gücü ve bilinçaltı iletişim (hipnoz)’ seminerinde konuşan
Hipnoterapist Adil Maviş, bilinçaltının buzdağının görünmeyen kısmı
olarak büyük bir merak konusu olmaya devam ettiğini söyledi. Birçok
bilim insanın da açıklığa kavuşturmak için çalışmalar yaptığı bilinçaltı
konusunda günlük yaşamlarında karşılarına çıkacak engelleri nasıl
aşabilecekleri öğrencilere aktaran Maviş, genellikle tavsiyelerin
yaşamda pek işe yaramadığına dikkat çekti.
“Yaptığımız hataların büyük bir kısmını bilmediğimiz için değil sebebini
bilemediğimiz, bazen de gaflet dediğimiz bir duygunun ağır basmasından
dolayı kaynaklanmaktadır.” diyen Maviş, şu ifadeleri kullandı:
“Yaşadığımız hayatın bizlere öğrettiği şeylerin önyargılarını yaşıyoruz.
Başka bir söylemle yeni öğreneceğimiz şeylere karşı eski öğrendiğimiz
şeyler aslında bilinci oluşturmuş oluyor. Bilinç ile bilinçaltının
yaşamış olduğu kavram kargaşası aslında budur. Mesela, bir öğrencinin
sınav zamanı ders çalışmayı istemesi Bilinç, ona sürekli bahaneler
üreten ve bu yoldan alıkoyanın ise Bilinçaltı olduğunu söyleyebiliriz.
Bunun için yapacağımız tek şey günümüz nasıl geçerse geçsin gece
gülümseyerek uyumaktır. Telkin yöntemi ile normal hayatta 100 defa
tekrar eden bir kelimenin etkisinin trans halinde bir defa söylemekle eş
değerdir.”
Maviş, algıları yönetebilenlerin büyük bir topluluğa, topluma hatta
dünyaya yön verebildiklerini söyleyerek, şöyle konuştu: “Birey olarak
algımızı yönetebilmeyi öğrenerek takıntılarımızdan, kilolarımızdan,
günlük hayatın stres ve sıkıntılarından kurtulabiliriz. Kişinin pozitif
trans uygulamasını öğrenmesiyle iyileşme sürecini de hızlandırabilir.”
Sunumunun sonunda uygulamalı bir gösterinin olması katılımcılar
tarafından büyük ilgi gördü. Program sonunda sunumundan dolayı Adil
Maviş’e plaket takdim eden Psikoloji Kulubü Danışman Öğretim Üyesi Tamer
Sural, etkinliğe katılanlara teşekkür etti.
Etkinlik sonunda katılımcılara sertifika verildi.
Bilinçaltı emirlere uymayı seviyor.nasıl bir ben,nasıl bir hayat istiyorsak bilinçaltına şimdiki zaman…
bilinçaltı emirlere uymayı seviyor.
nasıl bir ben,nasıl bir hayat istiyorsak bilinçaltına şimdiki zaman kipi ile söylememmiz gerekiyor
ancak,istemediklerimizden hiç söz etmemekte fayda var çünkü bilinçaltının dilbilgisi
iyi değil,olumsuz eklerini hiç anlamıyor.”geç kalmak istemiyorum”dediğinizde ”geç kalmak ” tan sonrasını
duymuyor ve geç kalmanız için elinden geleni yapıyor…
ŞİMDİ BEN………dediğinizde noktalı yere neyi koyarsanız bilinçaltı onu gerçekleştirmek için çalışıyor
ve mutlaka gerçekleştiriyor.

Manzara resimleri ve bilinçaltı
Manzarayı kim sevmez. Dış yönümüzle çok çok severiz. Bizi rahatlatır.
Örneğin odamızın birine deniz ve deniz üstünde bir kayık resmi olan
tablo asalım. Bu taş bloklarda yaşayanlar için huzur verebilir. Acaba!
Biz dış yönümüz bu şekilde huzur bulur ve mutlu olurken bilinçaltı bu
tabloda olan deniz ve kayık resmini nasıl algılıyor? Bakalım…
‘Mezarcı, gümrük memurları, hapis, fahişeler, tüm kötülükler, ve kadını aşırı sapıkça arzulayan bir erkek’
Tabi bu etkiler sadece deniz ve üzerinde kayık için geçerlidir. Oraya
kıyı ve başka etkenler girmesi bilinçaltındaki anlamları artırabilir.
Ama başka eklemelerde olsa bu manzarada olan yorumlar mutlak hayata
yansıyacaktır. Zira bu tip resimlerle bilinçaltına emirler
verilmektedir. Kısaca uyanık iken kendimizi kendi ellerimizle hipnoz
eder böyle belalarıda çağırmış oluruz.
Ee bu bilinçaltı. Uyuzun önde gideni diyebilir miyiz? Niye böyle ters anlıyorsun değil mi? Deyiverin de görelim.